İnsanlar uzun yıllar boyunca besinleri saklamak için pek çok farklı yol denediler. Kurutma, salamura yapma, turşu kurma ve mayalama bu yöntemlerden sadece bazılarıydı. Bu işlemler sırasında besinler hem bozulmadan saklanabiliyor hem de içerisindeki probiyotik zenginlik artıyordu.
Sanayi devrimi ile birlikte yaşamımız hızlandı. Teknoloji hayatımıza girdi ve soğuk saklama yöntemleri yukarıda saydığımız tüm uzun ve zahmetli saklama yöntemlerinin yerini aldı. Böylece nesilden nesile bağırsaklarımızda var olan probiyotik miktarı azaldı. Günümüzde ise bilim insanları tarafından yapılan araştırmalar sağlığımız için probiyotiklerin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Bu araştırmalar aynı zamanda gıdada bir öze dönüş hareketinin de gerekliliğini vurgular nitelikte. Gelin hep birlikte probiyotiklere bilimsel bir pencereden bakalım.
Probiyotik, Yunanca kökenli bir kelime olup "yaşam için" anlamına gelir. Probiyotikler genel olarak yeterli miktarda tüketildiği takdirde bağırsak mikroorganizma dengesini iyileştirmeye yardımcı olan ve kişinin sağlığı üzerinde yararlı etki gösteren mikroorganizmalar olarak tanımlanabilir.
Probiyotikler, bağırsak sağlığını iyileştirerek ve patojen bakterilere karşı gösterdikleri antibakteriyel aktivitelerle bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkileri pek çok araştırma ile ortaya konmuştur.
Prebiyotikler, bağırsak sistemimizde probiyotik bakterilerin gelişmesini ve aktivasyonunu teşvik eden besin bileşenleridir. Bu özel bileşenler, bağırsak mikroflorasını olumlu yönde etkilemeye, bağırsak hareketlerini düzenlemeye, minerallerin (örneğin Ca ve Mg gibi) emilimini ve biyoyararlanımını artırmaya, kan kolesterol ve trigliserit düzeylerini olumlu yönde etkilemeye yardımcı olur.
Probiyotiklerle birlikte vücudumuza aldığımız prebiyotikler simbiyotik olarak adlandırılır. Böylece probiyotik bakterilerin yaşam süreleri uzar bağırsakta daha iyi kolonize olurlar. Simbiyotik fonksiyonel gıdaların bağırsak sağlığını destekleyici, hastalıkları önleyici ve tedaviye yardımcı oldukları, yapılan bilimsel çalışmalarda kanıtlanmıştır. Simbiyotik fonksiyonel gıdaların; probiyotiklerin metabolize ve kolonize olarak etki göstermesi nedeniyle her gün düzenli olarak tüketilmesi önerilmektedir. Bu beslenme biçiminin herkesin günlük yaşam koşullarına bağlı olarak doğal probiyotikler ya da yapay probiyotikler aracılığı ile gerçekleşmesi mümkündür.
Probiyotikler atalarımızın genlerinde yer alan ve nesilden nesile bizlere kadar ulaşan dost bakterilerdir. Araştırmalar, günümüzde özellikle endüstriyel beslenme alışkanlıklarından dolayı kaybettiğimiz bu dost bakterileri, sağlığımızın ve bağışıklığımızın güçlenmesi için dışarıdan takviye olarak almamızın gerekliliğini vurguluyor.
Wells ailesi olarak uzun araştırmalar sonucunda, günümüzde endüstrileşmiş ülkelerde daha az yaygın olan probiyotik bakterileri ürünlerimize eklemeye karar verdik. Wells probiyotikli ürünlerimiz, sindirim sisteminize ve bağışıklık sisteminize destek sağlamak için özel olarak seçilen probiyotikleri içermektedir.
Ürünlerimizin içeriğinde bulunan hindiba kökü lifi (prebiyotik lif) sayesinde tükettiğimiz probiyotiklerin vücudunuzda tutunmasını sağlayıp, böylece sindirim ve bağışıklığınıza destek olmasını hedefledik.
İyi gıdaları ve iyi bir geleceği düşleyerek çıktığımız bu yolda, sağlığınıza her zaman fayda sağlayacak şekilde ürün gamımızı arttırarak, sizlerle uzun yıllar birlikte olmak dileklerimizle...
